piramit şeması nedir

"Piramit şeması" lafının ne anlama geldiğini merak edenler için birazdan açıklayacağım; ama önce, bunun ne demek olduğunu merak edip araştıranları tebrik etmek istiyorum. Dilimize bu saçma terimi kazandırmaya çalışan "doğrudan çevirmecilerin" aksine, bu lafın ne anlama geldiğini merak etmişsiniz.

Tabii "pyramid scheme" lafını "piramit şeması" diye çeviren çevirmenlere de küçük bir abi öğüdüm var: Gidin önce 39 fırın ekmeğinizi bitirin.

Dandik çevirmenlerin "piramit şeması" diye çevirdiği terimin Türkçe karşılığı "saadet zinciri"dir. Hiç kimsenin bir şey üretmediği halde, önce bir sisteme para koyarak üye olduğu, ardından, kendisinden sonra üye olanların koyduğu paradan pay aldığı sistemlere "saadet zinciri" denir. Bunların en ünlüsü, 90'lı yıllarda hızlı bir şekilde yıldızı parlayan ve daha da hızlı bir şekilde sönen "Titan Saadet Zinciri"dir; ama sistem bundan çok daha eskilere dayanmaktadır.

Seksenli yıllarda, benzer bir sistemin mektupla üyelik aracılığıyla yürütüldüğünü hatırlıyorum. Yanlış hatırlamıyorsam, her üyeden yedi yeni üye getirmesi isteniyordu. Yine benzer şekilde, seksenli yılların başında patlak veren "banker skandalı" da aslında buna benzer bir yapılanma üzerine kurulmuştu.

Bu sistem ayrıca, sistemi büyük ölçekli olarak ilk kullanan Ponzi diye bir bankerin adıyla "Ponzi Scheme" olarak da bilinmektedir. Ama bu sistemi, 1920'li yıllarda yaşayan Ponzi'den çok önce de birilerinin illa ki akıl etmiş olduğundan eminim.

Peki "piramit şeması" lafı nereden çıkmış olabilir? Nereden olacak, oradaki "scheme" lafının "şema" değil "düzenbazlık" anlamına geldiğinin bile farkında olmayan sözde çevirmenlerin uydurma organlarından tabii ki.

Yukarıda da söylediğim üzere, biz bu sisteme Türkçede "saadet zinciri" diyoruz.

Yorumlar

Cryogenix dedi ki…
Hatırladığım kadarıyla 80'lerdeki o olayın kendi adı "Saadet Zinciri"ydi. "Şu mektubu bilmem kaç kişiye yollamazsan şöyle olur" tarzı bir şeydi diye hatırlıyorum ama yanlış da olabilir. Sonra ürün adının genelleşmesi gibi bir durum oldu (bkz. selpak) ve bu tür dolandırıcılıkların hepsinde bu isim kullanılır oldu. Ponzi'yi de medya ve iletişim imkanları arttıkça öğrendik mecburen.

Yalnız bunları bilmese de insan "Bu ne ya, ne anlama geliyor ki şimdi bu? Dur bir bakayım, bu işin içinde bir iş var." diye nasıl düşünmez, hayret. Böyle çeviriler görünce insanın, içinde "ben böyle", "scheme", "Hay", "çeviriyi" kelimeleri geçen anlamlı ve kurallı cümleler kurası geliyor.