Eben, Kim ve Diğerleri

Yıllar önce çevirdiğim bir vampir filmindeki esas oğlanın adı Eben'di. Sırf, vampirleri, genç kızların aşık olduğu mutsuz kader kurbanları gibi değil de bildiğimiz kan içen canavarlar olarak gösterdiği için bile seyredilmeyi hak ettiğini düşündüğüm bu filmin altyazılarında Eben aşağı Eben yukarı yazıp durmuştum.

Pek hoş olmuyordu ama en azından kastedilenin filmdeki bir karakterin adı olduğu nispeten kolayca anlaşılıyordu.

Türkçe yazılmış olarak yorumlandığında da bir anlamı olan yabancı özel isimler her zaman sıkıntılı olmuştur. Şüphesiz, bu kelimelerin hepsi sıkıntılı ama canımı en çok hangisinin sıktığını soracak olursanız, Kim derim; çünkü Kim, içinde bulunduğu cümlenin içine tamamen oturan, neredeyse hiçbir zaman, ilk okunuşta  yabancı bir isimden bahsedildiği anlaşılmayan bir kelimedir.
  • Kim buraya geldi. 
  • Kim seni götürdü.
  • Kim bu işi yapabilir. 
Yukarıdaki örnekler uzar gider. İlk okunduğunda adı Kim olan birinden mi bahsediliyor, yoksa soru mu soruluyor, anlaması çok zor. 

Öyleyse nasıl bir çözüm bulacağız? Bu tip sorunlar için bulduğum bir altın formül olmasa da, kullandığım kelimenin yabancı bir özel isim olduğunun daha kolay anlaşılmasını sağlayacak bir taktiğim var aslında: Kelimenin özel isim olduğunun anlaşılması için mümkün olduğu kadar cümle başında kullanmamak, ve özel isme mümkün olduğunca ek getirmeye çalışmak. 

Hızlı akan bir altyazıda, "Kim buraya geldi." yazdığımızda, cümlenin sonunda soru işareti olmasa bile soru sormadığımız, Kim adında birinden bahsettiğimiz hemen anlaşılamayabilir.  Oysa aynı cümleyi "Buraya Kim geldi." diye yazarsak, cümlenin ortasında büyük harfle başlayan bir kelime daha anlaşılır olmamızı sağlayabiliriz.

Daha iyisiyse, az önce de dediğim gibi özel isme ek getirmek suretiyle hiçbir yanlış anlaşılmaya fırsat vermemektir: "Buraya gelen Kim'di." Tabii bu sefer de, kelimelerin yerini değiştirmekle vurgu kelimesini de değiştirdiğimiz için yazdığımız şeyin niyet ettiğimiz anlama gelmeme riski var. 






Yorumlar