Tanrının Hediyesi

Özel yeteneği olan insanlar için İngilizce'de genellikle "gifted" kelimesi kullanır. Bu yeteneğin aslında kendilerinden kaynaklanmadığını, onlara Tanrının verdiğini anlatmaya çalışan bir kelimedir.

Filmlerde çevirsinin genelde  "hediye" veya "yetenek" olarak olarak yapıldığını görüyorum.

"Yetenek" için fazla bir itirazım yok. Bağlam uygunsa ben de bu şekilde çevirmeyi tercih ediyorum. Ancak "Bu sana Tanrının hediyesi." gibi bir cümleyle karşılaştığımda hemen rahatsız oluyorum. Anlam olarak doğru olsa bile, kulağımı tırmalayan, bana çok yabancı gelen bir tınısı var.

Onun yerine "lütuf" kelimesini kullanmayı tercih ediyorum. Eski ve muhtemelen yeni nesillerin pek rağbet etmediği bir kelime olduğunu biliyorum. Hatta gençlerin "lütuf" kelimesiyle yapılmış bir çeviriyi "hediye" kelimesiyle yapılmış bir çeviriden daha itici bulması bile olası. Yine de, "Bu Tanrının bir lütfu" demek bana daha güzel geliyor.

Tabii aslında en güzeli "Bu Allah'ın lütfu." demek de olabilir, ama "Allah" adını gördüğüm her "God" kelimesinin karşılığı olarak kullanmayı çok doğru bulmuyorum; ama bu apayrı bir tartışma konusu olduğu için fazla uzatmak istemiyorum.

Yorumlar

Melissa dedi ki…
Ben çevirilerimde bu kalıp için genellikle "allah vergisi" karşılığını kullanmaktayım :)Bana daha doğal geliyor, mesela güzel resim yapma yeteneğine sahip olan birisi için "allah'ın bir lütfu" denildiğine pek şahit olmadım günlük hayatta, ama "allah vergisi" daha aşina olduğumuz bir söz grubu, diye düşünüyorum.
kerem özdural dedi ki…
Haklısınız, yerine göre "Allah vergisi" de çok güzel bir karşılık olabilir. Bu yazıyı yazarken benim aklımda daha çok geleceği görmek, hayaletlerle konuşmak gibi daha "paranormal" yetenekler vardı. Bunlar için de "Allah vergisi" kullanılabilir belki ama "lütuf" kelimesinin daha güzel olduğunu düşünüyorum. Bir de, biraz eski kafalılık var tabii, böyle eski kelimelere karşı bir meylim var biraz :)