the problem is

Yakınlarda vizyona girecek olan bir filmin fragmanında şöyle bir diyalog geçiyordu:

”The problem is, I pretty much fancy everyone. “

“The problem is…”  İngilizcede sık kullanılan bir kalıp. Bizim öyle her şeyi dert etmemizden midir nedir, Türkçede bunu tam karşılayan bir kalıp yok; ya da en azından şu anda aklıma gelmiyor. Filmlerde çoğu kez “Sorun şu ki / Sorun şu / Mesele şu / vb.” şekillerde çevrildiğini görüyorum. Ne yalan söyleyeyim, hiç hazzetmediğim bir çeviri kalıbı olsa da, sıkıştığımda ben de bu şekilde kullanıyorum.

Oysa bence çeviri, bu blogda sık sık tekrar ettiğim üzere, kaynak dilde verilmek istenen anlamı en iyi şekilde hedef dile aktarmaktır. Bu gözle bakınca “sorun şu ki” ve türevleri biraz fazla çeviri kokuyor. 

Fragmanın çevirisini ben yapmadım. Dağıtımcı firma çevirmen adını göndermediği için maalesef çevirmenin kim olduğunu bilmiyorum; ama yukarıdaki diyaloğa yaratıcı bir karşılık bulmuş:

“Ama ben herkesten hoşlanıyorum, o ayrı.”

Gördüğünüz üzere, “sorun şu ki” kalıbının esamesi okunmuyor; ama anlamı çok güzel vermiş.

Böyle kaliteli çeviriler görmeyi seviyorum. İnsanın seyrettiği filmden daha çok keyif almasını sağlıyor.

Yorumlar

Cryogenix dedi ki…
Yaratıcı bir çözüm olmuş. Özellikle de "problem" kelimesini tam olarak atabildiği için.

"Önüne gelenden hoşlanmak gibi bir sorunum/derdim var" gibi bir cümle de olabilir ama kurtulmak istediğimiz kalıbın içerdiği kelimeyi koruyarak, kalıbı tam olarak atamadığımız izlenimi yaratabiliriz biraz. Veya ben fazla kuruntuluyum :)

Daha da önemlisi, bu tür kalıplar çoğu zaman bir "sorunu" dillendirmekten çok,
"şöyle bir şey de var:" anlamında kullanılıyor, malum. Dolayısıyla, gerektiğinde yaratıcı çözümlere başvurmak şart oluyor.