HERKES – HİÇ KİMSE - KİMSE

“Get everyone away from that crime scene ‘til I get there.” 
 
Meraklılarının dört gözle vizyona girmesini beklediğini düşündüğüm bir filmde, yukarıdaki gibi bir replik var. Her zamanki gibi, filmin ne olduğuyla, konusuyla vs. ilgilenmeyip yukarıdaki cümleye odaklanacağım. Nasıl çeviririz?
Aslında, genel kural olarak, özellikle diyalog çevirilerinde akla ilk geleni çevirmek doğru bir yaklaşım olur; çünkü önemli olan o konuşma dilinin havasını yakalamaktır, bu da ağızdan ilk çıkacak doğaçlama cümleyi yakalamakla olur. Ancak, bu kural her zaman için geçerli olmayabilir. Çeşitli sebeplere bağlı olarak, diller arasında geçi yaparken yanlış kelime seçimleri yapabiliriz.
“Ben gelene kadar herkesi olay yerinden uzak tut.” cümlesinde olduğu gibi. Çeviri doğru gibi görünüyor olabilir; sonuçta aktarılmak istenen anlam doğru olarak verilmiş. Öyleyse ne sorun var?
Şöyle bir sorun var: Bu cümle, Türkçe konuşan insanların normalde kuracağı bir cümle değil. Kulağı tırmalayan, yabancılık hissettiren bir şeyler var. Bu, dilbilgisi kitaplarında yer alacak türden bir açıklama değil bence. Daha çok, dili yaşamakla, yaşayan dilin içinde olmakla ilgili bir şey. 
Böyle bir cümleyi, herhangi bir yerden çevirmiyor olup da ben söylüyor olsaydım: “Ben gelene kadar hiç kimseyi olay yerine yaklaştırma.” Anlam aynı; ama kelime seçimleri çok farklı.
 
Öte yandan, bir altyazı çevirisinde dikkat etmemiz gereken yer ve zamanla ilgili kısıtlarımız da var. Çeviriyi ne kadar az kelimeyle yapabilirsek o kadar iyi. Peki bu cümlede böyle bir kısaltma yapabilir miyiz? Bence yapabiliriz. Cümle, filme şu şekilde girdi:
 
Ben gelene kadar kimseyi 
olay yerine yaklaştırma.
Olur da filmi seyrederken (korsandan değil, hakkını vererek sinemadan) bu cümlenin geçtiği yeri fark ederseniz, beni hatırlarsınız.

Yorumlar