Türkçeye Tekil Geçen Çoğul İsimler

Ünlü “Üç Silahşörler” romanının adının aslında çeviri hatası olduğunu, çünkü Türkçede adet bildiren sayıdan sonra gelen isimlerin tekil kullanıldığını biliyorsunuzdur. Üç Kitaplar demediğimiz gibi, Üç Silahşörler de demeyiz aslında; ama bir kere dilimize böyle girdiği için kullanıyoruz. 

Kaynak dilde çoğul olarak kullanıldığı için Türkçe çeviriye de bu şekilde aktarılan klasikleşmiş bir yanlış çeviri örneği de “gözlükler”dir herhalde. Biz gözlük takarız, gözlükler değil. Bu arada, “gözlük giymek” faciasına hiç girmeyeceğim bile.

Yine benzer şekilde, takım isimleri, grup isimleri vs. İngilizcede sıklıkla çoğul olarak geçer. Kelimenin kendisi çoğul ek taşımasa bile o kelimeye çoğul muamelesi yapılır. Örneğin ünlü metal grubu Metallica için: “Metallica are great.” deriz, “Metallica is great.” değil.

Spor takımı isimleri için de aynı mantık geçerlidir. Üstelik, grup isimlerinden biraz daha farklı olarak, takım isimleri çoğul ek alarak kullanılır.

Çevirisini dün bitirdiğim Invictus filminden örnek vereceğim. Filmde, Nelson Mandela’nın ülkesinin bütünlüğünü sağlamak için sporun gücünden faydalanması anlatılıyor. Tabii film içinde bol bol, Güney Afrika ülkesinin milli ragbi takımı Springboks’un adı geçiyor. İşte bu nokta biraz dikkat gerektiriyor.

Film içinde Springboks adı sürekli geçtiği için dikkatli olunmazsa kolayca hata yapılabilinir. Takımın adı aslında Springbok; ama takımı meydana getiren 15 oyuncunun hepsini ya da bir kısmını kapsayacak şekilde anıldığı, yani hemen hemen her yerde Springboks olarak geçiyor.

Takımın adını doğruca Springboks olarak bırakmak yine yanlış olsa da, Springbokslar veya Springboklar olarak çevirmek kadar büyük facia olmayacaktır. Fenerbahçeler demek ne kadar yanlışsa, Springboklar demek de, Chicago Bearslar demek de o kadar yanlış olur.

Tabii bir de filmde zaman zaman takımın kısaltılmış adı “Boks” geçiyordu ki, onu çevirirken ne çoğulunu ne de tekilini kullandım; o da ayrı.

Yorumlar

Felemenk dedi ki…
Geoffrey Lewis, Turkish Grammar (2nd edition), p. 24: "The use of a plural noun after numerals shows that the persons or things in question form a particularly well-known and distinct entity: kırk haramiler 'The Forty Thieves', üç silâhşorlar 'The Three Musketeers', on iki adalar 'The Dodecanese'." Footnote 1: "Now that the Dodecanese are not often in the news, On iki Ada is more usual."