Acemi Editör Tuzağı

Hem işim gereği, hem de aynı anda orijinaline ve çeviriye bakmak mümkün olduğundan altyazı çevirilerine daha çok dikkat ediyorum.  Yine geçenlerde seyrettiğim bir filmde dikkatimi çeken bir hatayı not etmişim.

You will find what you have been looking for in the first place.

"Öncelike aradığın şeyi bulacaksın." diye çevrilmiş. Yanlış çeviri olduğu belli. In the first place derken kastedilen öncelik sıralaması değil, arama sıralaması. Cümlenin doğrusunu yazarken, bu vesileyi fırsat bilip çeviri hatasıyla çevirmen tercihi arasındaki önemli farka dikkat çekeyim.

Burada çeviri hatası yapıldığı ortada. Orijinal cümlede kastedilen anlam çevirmenin yazdığı anlam değil. Doğru çeviri: "İlk başta aradığın şeyi bulacaksın." olmalıdır. Çünkü daha önce de söylediğim gibi, kastedilen bir öncelik sıralaması değil, aramaya başlama sıralamasıdır.

Ancak, cümleyi bu şekilde yazmış olmak bazen maalsef yeterli olmamaktadır. Şimdi çevirinin yapıldığı mecrayı falan bir kenara bırakıp, cümleyi her şeyden bağımsız, tek başına ele alalım. 

"İlk başta aradığın şeyi bulacaksın." Çeviri doğru mu? Doğru. Ama aynı cümle başka kaç şekilde yazılabilir? Çok şekilde.
  1. En başta aradığın şeyi bulacaksın.
  2. Başından beri aradığın şeyi bulacakasın.
  3. İlk aradığın şeyi bulacaksın.
  4. Başlangıçta aradığın şeyi bulacaksın.

Liste uzayıp gider. Burada herhangi bir cümlenin diğerinden daha doğru ya da daha yanlış olduğunu söyleyebilir miyiz? Aslında verdiği anlam bakımından her seçenek diğerlerinden biraz daha farklı, bu sebepten de kimileri birini kimileri diğerini daha doğru sayılabilir; ama şimdilik nüansları bir kenara bırakıp genele bakalım.

Yukarıdaki dört cümle ve olası diğer türevleri birbirine denk olduğu halde editör bunları değiştirebilir. Değiştirirkenki tek gerekçesi de onun kulağına uygun gelmemesidir. Oysa yerine koyacağı cümle de yukarıdaki seçeneklerden biri olacaktır.

Zamanında editörlük de yaptığım için ben buna acemi editör tuzağı diyorum. Editörler çevirmenlerin kendi tercihlerine göre kurdukları cümleleri beğenmeyip değiştirmeye başladıklarında işin içinden çıkamazlar, sadece saç baş yolarlar. Kendilerini fazla kaptıranlar bütün çeviriyi baştan aşağı değiştirirken bulabilirler kendilerini. Ne kadar yanlış bir yola saptıklarını fark etmeyenler ne kadar çok çalışmak zorunda kaldıklarından sürekli yakınırlar.

Oysa bariz çeviri hatası yoksa ve çeviri, o çeviri işini veren kurumun önceden koyduğu kurallara ya da çevirinin yapıldığı mecra gereği genelgeçer kabul edilen kurallara uyuyorsa editör çevirmen tercihlerine saygı göstermek zorundadır. Sonuçta onun işi çeviriyi baştan yapmak değil, yanlış çevirileri düzeltmektir. Zaten böylesi onun için de çok daha kolay olur. Eğer gerçekten düzeltilmesi gereken çok fazla hata -ama gerçek anlamda hata- varsa çevirmenin zaten o işi yapmaması gerekir.

Yorumlar