ESKİ DİL, YENİ DİL

Eski dilde yazılmış bir metni Türkçe'ye çevirmeniz gerekiyorsa düşebileceğiniz en büyük yanlış çeviriyi de artık kullanılmayan eski kelimelerle doldurmanız olacaktır.

Öncelikle, çeviriyi güncel dili kullanan okurlar için yaptığımızı unutmamamız gerekir. Kaynak metin eski dilde olsa bile, onu okuyacak olanlar bugün yaşayanlardır. Bazen, hatta çoğu kez, eski dilde yazılmış metinler kendi orijinal dilinde bile yeni nesillerin anlayabileceği bir dile uyarlanırken Türkçe çeviride okurun anlamakta zorlanacağı, zorlanmasa bile yadırgayacağı bir üslubu seçmenin çok da isabetli bir tercih olacağını sanmıyorum.

Kaldı ki, sırf kaynak metinde eski kelimeler kullanılıyor diye, aynı atmosferi yaratmak uğruna aklımıza gelecek ilk eski kelimeyi kullanmak bizi çok yanlış bir teknik hataya düşürecektir. Her eski kelimenin yaygın kullanım dönemi aynı değildir. Bazı kelimeler 50 yıl önce çok yaygın bir şekilde kullanılırken bazıları belki de 150 yıl önce çoktan güncel dilden kalkmış olabilir. Öyleyse, kaynak metindeki üslubu koruyacağız diye o metnin içinde geçen kelimelerin hangi dönemde kullanıldığını ve bunlara karşılık gelen Türkçe, ya da Osmanlıca, kelimeleri iyice araştırmadan, sırf kulağımıza eski geliyor diye aklımıza ilk eseni kullanmak sadece faydasız bir gösteriş olur. Ortaya da sadece, bir editörün herkes tarafından anlaşılabilecek bir dile dönüştürmek zorunda kalacağı bir garabet çıkar.

Yorumlar