Korkarım Bu Türkçe Değil

Konuşma dili zaman içinde değişir. Yeni nesil bazen eskilerin bilmediği, ne anlama geldiğini çıkarmakta zorluk çektiği yeni kelimeler üretir, bazen de eski kelimelere bir önceki neslin kullandığından farklı anlamlar yükler.

Korkarım ki kalıbını yeni anlam kazanmış kelimeler grubuna katabiliriz sanırım. Korkmak filli normal durumlarda, aksi cesaret gerektiren duyguyu ifade etmek için kullanılır. Oysa günümüzde bunun dışında, korkma duygusuyla pek de alakası olmayan başka bir anlam için de kullanıılıyor.

Korkmak fiili artık, biz hoşnut olmasak bile meydana gelmiş veya gelecek olan bir durum karşısındaki hislerimizi beyan etmek için kullanılır oldu.

Korkarım (ki) yazılıdan zayıf alacağım.
Korkarım (ki) hiç param kalmadı.
Korkarım (ki) o kız seninle ilgilenmiyor.

Yukarıdaki durumların hiçbirinde de aslında korkmuyoruz. Peki ama korkmadığımız halde neden bu fiili kullanıyoruz?

Çünkü İnglizce'de bu şekilde ifade ediliyor.

I am afraid I will fail the exam.
I am afraid I don't have any money.
I am afraid she is not interested in you.

Az önce de belirttiğim gibi, dil sürekli değişim içinde olduğundan, korkmak fiilinin bu şekildeki yaygın kullanımı karşısında "Bu yanlış. Bunu kullanmayın," demek için artık çok geç sayılır. Kendi anadilini televizyon için çok hızlı ve hoyratça yapılmış çevirilerden öğrenen bir nesile bu kullanımın yanlış olduğunu anlatmaya artık ne imkan ne de zaten gerek var.

Yine de, çevirinin temel kuralını kelimeleri birebir çevirmek yerine verilmek istenen anlamı çevirmek olarak kabul eden bir çevirmenin biraz daha titiz davranacağını umuyorum. Benim önerim, korkarım fiilinin bu şekilde kullanımıyla yetişmemiş bir editörle çalıştığı sürece çevirmenlerin "maalesef", veya "ne yazık ki" kelimelerini kullanmasıdır.

Yorumlar