Teknik uzmanlık gerektiren bir alanda çeviri yaparken çevirmenler bazen kendi çevirdikleri Türkçe metnin ne anlama geldiğini kendileri bile anlamaz. Çok da hakim olmadıkları bir alanda çeviri yapıyorlarsa kelimelerin sözlük anlamından çıkarak yanlış çeviri yapma riskini göze almak yerine ortaya çıkardıkları metnin ilgili kişiler tarafından doğru olarak algılanacağını varsaymayı (ya da biz buna ummayı diyelim) tercih ederler.

Bu yaklaşımın en büyük sakıncası, o teknik konunun uzmanı olan bilim çevrelerinin ortaya çıkan garip Türkçe’yi normal saymaya başlaması, kendi jargonlarını aslında tamamen yanlış çevrilmiş olsa bile doğrusu zannettikleri bu garabete göre belirlemeleridir.

Kimyasal analizle ilgili bir rehberden alınan şu cümleye bakalım:

Sampling always contributes to the measurement uncertainty

Konuyla ilgili hiçbir şey bilmeyen bir çevirmenseniz elinizdeki tek başvuru kaynağı sözlüklere dayanarak şöyle bir çeviri yapabilirsiniz:

Örnekleme daima ölçüm belirsizliğine katkıda bulunur.

Cümlede kulağa ters gelen bir şeyler olduğu kesin, ama cümleyi bu şekilde çeviren çevirmen ya acemi olduğundan, ya da az önce söylediğim gibi konuya hakim olmadığı için yanlış bir şey yapmaktan çekindiğinden kelimelerin sözlük anlamlarına bağlı kalıp ortaya koyduğu metni fazla kurcalamamış.

Oysa burada yapılan hatanın kimyasal analizle ilgisi yok. Çok bariz bir Türkçe anlam hatası var. “Katkıda bulunmak” olumlu bir eylemdir. Bir şey ancak olumlu addedilen bir noktaya yönelmişse katkıda bulunmaktan bahsedebiliriz. “Ölçüm belirsizliği” ise olumlu bir şey değildir. Tabii bağlam içerisinde bu belirsizliğin olumlu algılandığı bir durum da söz konusu olabilir; o zaman “katkıda bulunmak” doğru çeviri olur, ama bu cümlenin geçtiği bağlam içerisinde “ölçüm belirsizliği “ başka çoğu belirsizlikte olduğu üzere olumsuz bir durumdur. Hayatını çeviri yaparak kazanmak isteyen birinin bunu fark edip kelime seçimini de buna göre yapması gerekir.

Doğrusu “Örnekleme daima ölçüm belirsizliğine yol açar” olmalıdır.

Yorumlar

noname dedi ki…
Merhaba Kerem bey,

Sitenizi yeni gördüm ve çok hoşuma gitti. Önemli bir eksikliği konu almışsınız. Çeviri konuunda bilgili birini bulmuşken birkaç şey sormak istiyorum.

Darwin'den bir alıntı:

The more civilised so-called Caucasian races have beaten the Turkish hollow in the struggle for existence. Looking to the world at no very distant date, what an endless number of the lower races will have been eliminated by the higher civilized races throughout the world.


Çeviri 1:

Avrupa ırkları olarak bilinen medeni ırklar, yaşam mücadelesinde Türk barbarlığına karşı galip gelmişlerdir. Dünyanın çok da uzak olmayan bir geleceğine baktığımda, bu tür aşağı ırkların çoğunun medenileşmiş yüksek ırklar tarafından elimine edileceğini (yok edileceğini) görüyorum.


Çeviri 2:

Kafkasyalı (beyaz ırk) denen daha medeni ırklar yaşam mücadelesinde Türkleri hezimete uğratmışlardır. Dünyanın pek uzak olmayan bir tarihte geleceğine bakarsak, sayısız aşağı ırkların üstün uygar ırklar tarafından yok edileceğini görürüz.

Bu çevirileri karşılaştırabilir misiniz? Sizce hangisi daha uygun? Siz çevirseniz nasıl çevirirdiniz?
kerem özdural dedi ki…
Sayın da vinci,

Verdiğiniz örneklere baktığımda her iki çevirinin de anlamı doğru olarak aktardığını düşünüyorum. Benim, ya da herhangi başka bir çevirmenin (ki bunlardan biri siz de olabilirsiniz) bu cümleleri çevirirken tercih edeceği kelimeler, çevirmenin kendi kişisel tercihleri ve kime hitap edeceğini düşünmesine bağlı olarak, doğallıkla farklı olacaktır.

Örneğin ben, Türkçe metnin kullanılacağı yer içinde gerçekten gerekmiyorsa "Caucasian" kelimesini sadece "beyaz ırklar" olarak çevirirdim. Kafkasyalı dediğimizde Türkçede algılanacak olan kavram verilmek istenen anlamın çok dışında kalıyor. Caucasian'ı Avrupalı diye çevirmenin bilimsel açıdan doğru olmadığını sanıyorum, ama bu konuda uzman olmadığımdan, çeviri yaparken uzun uzun inceleme yapacak zamanım yoksa sadece "beyaz ırk" derdim -ki bu da anlatılmak isteneni yeterince iyi anlatıyor.

Bunun dışında, genel bir prensip olarak yaptığım çevirilerde daha açıklayıcı olmasını umarak parantez açmaktan kaçınırım. Açıklama yapmanın şart olduğu durumlarda bunun mutlaka çevirmenin notu olduğunu bildiririm, çünkü orijinal metni görmeyen okuyucu neyin yazara neyin çevirmene ait olduğunu anlayamaz.

"Türk barbarlığı" konusuna gelirsek, ikinci çevirmenin metni biraz daha yumuşatmaya çalıştığını görüyorum. Bunu gerçekten de Türkleri aşağılayıcı bir kelimeden kaçınmak içn yapmış olabileceği gibi, tamamen kendi tercihleri doğrultusunda gereksiz gördüğü için, veya "hollow" kelimesine benmiseyebileceği bir karşılık bulamadığı için çevirmemiş olabilir. Ben olsaydım, hakkımda Türklüğe hakaret davası açılma riskini göze alarak "barbarlık" kelimesini veya benzeri bir kelimeyi mutlaka koyardım, çünkü hakkımızda neler yazılıp çizildiğini doğru olarak aktarmanın önemli bir görev olduğunu düşünüyorum.
noname dedi ki…
Kerem bey,

Sanırım siz de Harun Yahya gibi "hollow" kelimesi konusunda büyük bir yanlış içindesiniz. "beat someone hollow" bir deyimdir ve anlamı "hezimete uğratmak"tır denebilir. İsterseniz bunu araştırın. Yani "hollow" kelimesini tek başına alamazsınız, alsanız bile "hollow" kelimesi "barbar" anlamında değildir.

Compact Oxford English Dictionary
Cambridge International Dictionary of Idioms
Dictionary of Phrase and Fable