iki dili aynı anda düşünmek

Çok iyi derecede yabancı dil bilen birinden, o dili akıcı konuşmak için ne yapabileceğiniz konusunda tavsiye istediğinizde, alacağınız cevaplardan biri de muhtemelen "O dilde düşünmeyi öğrenmek." olacaktır. Amacınız yabancı bir dili akıcı konuşmaksa kesinlikle çok yerinde bir tavsiye olur.

Örneğin, İngilizce olarak "Köpek bize doğru geliyor!" demek istiyorsunuz. Üzerinize doğru koştura koştura gelen bir köpek varken :

-Dur bakayım, köpek neydi? Hah, "dog." Peki gelmek neydi? "Go." Yok, "come". Tamam, "geliyor" diyeceğime göre şimdiki zaman olacak. Öyleyse "coming" demem lazım...

Falan filan derken o köpek çoktan gelir. Ve tabii siz daha özneyle yüklemi bile yerleştiremeden,
yanınızdan geçip gider. Ne de olsa, çoğu insanın inanmayı tercih ettiğinin aksine, köpekler insanları ısırmak için fırsat kollayan canavarlar değildir.

Ancak, aynı tavsiyeyi çeviri için veremeyeceğim. Hatta tam aksine, iyi bir çeviri yapmak için hem kaynak dili hem de hedef dili aynı anda düşünmek zorundasınız. Ancak bu şekilde, hem anlaşılır hem de akıcı çeviriler yapabilirsiniz.

Mr. Kent, this is a business matter,not a legal one.
"This is business matter, not a legal one." cümlesine bakalım. Şu şekilde bir çevirisiyle karşılaştım:

Bu bir iş meselesi. Hukuk değil.

Çevirinin yanlış olduğunu söylemiyorum. Hatta, aksine, kaynak dildeki bilgiyi eksiksiz olarak aktaran nizami bir çeviri. Ne var ki, biraz çeviri kokuyor. Çevirmenin Türkçeye hakimiyetinin zayıf olduğunu sanmıyorum. Sadece, büyük ihtimalle biraz da zamanın dar olmasından dolayı, İngilizceden Türkçeye geçiş yaparken biraz takıldığını düşünüyorum.

Aynı cümleyi tamamen Türkçe bir ortamda kurmuş olması gerekseydi, yine aynı kelimeleri tercih edeceğini sanmıyorum.  Örneğin: "Bu ticari bir konu. Hukuki değil." derdi muhtemelen. Ve bu şekilde çevirseydi, çok daha akıcı olurdu.

Yorumlar