"ve" kirliliği

Bir çeviriden hızla soğumama neden olan en büyük etkenlerden biri hiç şüphesiz "ve" bağlacının aşırı kullanımıdır. Tıpkı,  "de" ve "ki" eklerini ne zaman bitişik ve ne zaman ayrı yazması gerektiğini öğrenememiş birinin kaleminden çıkan bir yazıyı okumaya çalışmanın büyük bir eziyete dönüşmesi gibi, çeviride sürekli olarak "ve" bağlacını kullanan bir çevirmenin kaleminden  çıkan işleri okumaya çalışmak da, benim için eşit derecede ağır bir eziyet oluyor.

Bu blogda aynı konuya arada sırada değinip aşağı yukarı aynı şeyleri söylediğim oluyor; ama inanın, "ve" bağlacının özensiz kullanımına denk geldiğimin onda biri sıklıkta bile dile getirmiyorum bu can sıkıcı durumu. Halbuki, bu blogu tamamen "ve" bağlacının kötü kullanılmasına ayırsam yeridir.

Çoğu kez, birbiriyle alakasız iki cümleyi "ve" kullanarak birleştirmek yerine, sadece nokta koymak bile yeterli olabilecekken, olup olmadık her yerin "ve" kelimesiyle dolmasının yarattığı kirlilik, okuduğum yazıdan hiç haz almamama sebep oluyor.

Herkesin kendine göre bir güzellik anlayışı olduğundan, belki de "ve"yi bu kadar sık ve gereksiz kullanmak başkalarını beni ettiği kadar rahatsız etmiyordur. O yüzden, bunun beni rahatsız eden bir durum olduğunu, geneli bağlayıp bağlamadığını bilmediğimi, ama bu blogda zaten genelin fikirlerinden ziyade kendi görüşlerimi aktarmaya çalıştığımı bir kere daha vurgulayayım.




Yorumlar