Cümleyi Bölmek

Altyazının anlaşılır olması açısından en idealinin tek seferde tek cümle yazmak olduğu konusunda neredeyse herkes mutabık olsa da, ekrana tek seferde sığması mümkün olmayan bir cümle söz konusu olursa o cümleyi kaçınılmaz olarak iki hatta daha çok parçaya bölmek zorunda kaldığımızda nasıl bir yol izlememiz gerektiği hakkında genel bir kural yoktur.

Altyazıda maalesef üst paragrafta kurduğum gibi uzun cümleler kurmaya imkan yoktur. Seyircinin bir lafı okumak ve anlamak için genellikle birkaç saniyesi vardır. Sonra o yazı uçar. Seyirci anlamışsa filmden zevk alır, anlamamışsa çevirmene küfreder. Bu yüzden de kısa ve net olmak esastır.

Aynı mantık uzun cümleleri bölerken de geçerlidir. Önemli olan edebiyat değeri yüksek cümleler kurmak değil, sade ve anlaşılır olmaktır.

Şu anda çevirisini yaptığım bir dizi filmdeki bir konuşmadan örnek vereyim:

  I got to find Charles before he divorces me for talking work at the game.

Her çevirmenin kendine göre bir tarzı vardır. Bu cümle bir altyazıda geçmiyor olsaydı şu şekilde çevirirdim:

Charles, maçta iş konuştuğum için beni boşamadan önce onu bulmalıyım.

İngilizce cümleyi birebir karşılayan, eksik bilgi içermeyen, anlaşılır bir çeviri oldu. Ama bir sorunumuz var. Bu cümle bu haliyle ekrana sığmıyor. Öyleyse ya kısaltmamız ya da ikiye bölmemiz gerekiyor. Yeteri kadar zamanımzın olduğunu varsayarak cümleyi bölelim:

Charles, maçta iş konuştuğum için...

...beni boşamadan önce onu bulmalıyım.

Cümleyi ikiye bölerken kafama göre bir kelime seçmek yerine okunduğu zaman anlam ifade edecek bir yerden böldüm. Böylece seyircinin önündeki  cümleyi algılaması rasgele bir bölme işlemine göre çok daha hızlandı. Bu şekliyle çevirinin amaca hizmet ettiği söylenebilir.

Ancak burada genel bir altın formülden değil, daha çok çevirmenin kendi tecrübesine ve genel yaklaşımına bağlı bir süreçten bahsediyoruz. Yukarıdaki çeviri her ne kadar işlevsel görünse de, bence seyircinin algısını hızlandırmak için yapılabilecek bir değişiklik var:

Maçta iş konuştuğum için
beni boşamadan...

...Charles'ı bulmalıyım.

Hem birkaç kelimeyi attım, hem de cümleyi iki eşit parçaya bölmek yerine ağırlığı ilk kısma vererek  seyirciyeokuması için daha çok bilgi verdim. Cümle kendi içinde yine rasgele bir yerden değil anlam ifade edecek bir yerden bölünüyor; ancak bu sefer seyirci ilk parçayı okumayı bitirdiğinde aktarılması gereken anlamın büyük bir çoğunluğunu zaten almış oluyor. Şimdi, cümlenin tamamını okuduğunda ulaşacağı anlama çok daha yakın. Öyleyse, uzun bir cümleyi bölerken iki eşit parçaya ayırmak yerine anlamın ağırlığını mümkün olduğunca ilk kısımda toplamak algıyı hızlandıracaktır.  Tabii bu yaklaşımın ne olursa olsun bir çevirmen tercihi olduğunu, herhangi bir bilimsel çalışmaya dayanmadığını da belirtmek zorundayım.


Yorumlar